Kanatlarım olsa, sana uçarım.
- If I had wings, I would fly to you.
Mayuko'yu sana tanıtmama izin ver.
- Allow me to introduce Mayuko to you.
Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış.
- It is up to you to apply for the job.
Ben size yazabildiğim kadar kısa sürede yazacağım.
- I will write to you as soon as I can.
Siz insanları anlamıyorum.
- I do not understand you.
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Artık seni sevmiyorum.
- I no longer love you.
O, uzun süredir onlara yazmadı.
- He hasn't written to them in a long time.
O, onlara karşı çok nazikti.
- He was very kind to them.
O, bana göre üç yıl kıdemli.
- She is senior to me by three years.
O bana göre altı yıl kıdemli.
- She is senior to me by six years.
Sana satranç oynamayı öğreteceğim.
- I will teach you to play chess.
Bu kravat sana çok iyi uyuyor.
- That tie suits you very well.
Avukat yeni yasayı bize açıkladı.
- The lawyer explained the new law to us.
Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.
- We demanded that he explain to us why he was late.
Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun
- You live next to somebody I work with.
Çek birine para ödeme yöntemidir.
- A check is a method of paying money to somebody.
Bunu başka birine söyle.
- Tell it to somebody else.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Sizinle yaşamayı seviyorum.
- I love living with you.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?
- Have you ever shown your scar to someone?
Eğer uçağın kaza yapacağını birine söylersen, bu söylem hiç bir şey ifade etmeyecek.
- If you say this to someone whose plane is going to crash, this phrase is not going to mean anything.
Bunun anahtarının nerede olduğunu biliyor musunuz?
- Do you know where the key to this is?
Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim.
- In relation to this, I am to blame.
Tatoeba: Bizim sizden daha eski cümlelerimiz var.
- Tatoeba: We've got sentences older than you.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I am looking forward to hearing from you soon.
Stevie Wonder'ın yeni albümü sende var mı?
- Do you have Stevie Wonder's new album?
Ben senden daha güzelim.
- I am more beautiful than you.
Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.
- I've got nothing to say to him.
Siz de ona önceden söyleyebilirsiniz.
- You may as well say it to him in advance.
O elbiseyi buna tercih ederim.
- I prefer that dress to this one.
Buna asla alışmayacağım.
- I'll never get used to this.
Seni anlamak gerçekten çok zor.
- Understanding you is really very hard.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
İçmek için size ne alabilirim?
- What can I get you for drinking?
Ben size seve seve yardımcı olacaktım, sadece şimdi çok meşgulüm.
- I would gladly help you, only I am too busy now.
You have to be at least 36 inches high to go on this ride.
You are all supposed to do as I tell you.
You must do as I tell you.
You must do as I tell you.
You are all supposed to do as I tell you.
... For you. ...
... industry, all of you, are really only at 1% of what's ...