to yield or deliver up, to resign

listen to the pronunciation of to yield or deliver up, to resign
English - Turkish

Definition of to yield or deliver up, to resign in English Turkish dictionary

surrender
{f} pes etmek
surrender
{f} teslim etmek

Tom pasaportunu teslim etmek zorunda mıydı? - Did Tom have to surrender his passport?

surrender
{f} kendini bırakmak
surrender
{f} feragat etmek
surrender
teslim

Onlar teslim olmadılar. - They would not surrender.

O teslim olmak zorunda kalacaktı. - He would have to surrender.

surrender
vazgeçme

Hiç vazgeçme. Asla teslim olma. - Never give up. Never surrender.

Egemen sınıf yetkilerinden vazgeçmez. - The ruling class will not surrender its power.

surrender
{f} teslim ol

O teslim olmak zorunda kalacaktı. - He would have to surrender.

Bu şartlar altında teslim olmaktan başka seçeneğimiz yok. - Under the circumstances we have no choice but to surrender.

surrender
{i} feragat
surrender
ümidini kesmek
surrender
{f} teslim etmek; teslim olmak
surrender
herhangi bir duygu ve fikrin esiri olmak
surrender
{i} teslim etme

Polis silahını teslim etmesi için suçluyu ikna etti. - The police persuaded the criminal to surrender his weapon.

Tom pasaportunu teslim etmek zorunda mıydı? - Did Tom have to surrender his passport?

surrender
surrender value sigorta poliçesi iptal edildiği takdirde poliçe sahibine verilecek para mi
surrender
{i} iade
surrender
{i} feragat; verme, bırakma, terk
surrender
{f} bırakmak
surrender
(isim) vazgeçme, feragat, teslim, bırakma, teslim etme, teslim olma, iptal etme, iade
English - English
{v} surrender
to yield or deliver up, to resign
Favorites