Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.
- They want to choose their mates by their own will.
O,o kediye bakmak için istekliydi.
- He was willing to care for that cat.
Bu dünyada, ne kadar arzu ederseniz edin asla gerçekleşmeyecek şeyler vardır.
- There are some things in this world that will never come true, no matter how much you wish for them.
Neden özür dilemek için bir mektup yazacağım?
- Why will I write a letter to apologize?
Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.
- You will have to apologize when you see him.
Onu kendi irademe karşı yaptım.
- I did it against my will.
İrademe karşı beni gönderdi.
- He made me go against my will.
Babası vasiyetinde evi ona bıraktı.
- His father left him the house in his will.
Avukat benim vasiyetimi düzenledi.
- The lawyer drew up my will.
see God's goodwill toward men, hear how generally his grace is proposed, to him, and him, and them, each man in particular, and to all. 1 Tim. ii. 4. God will that all men be saved, and come to the knowledge of the truth..