Onun için bir hoş geldin partisi düzenledik.
- We had a welcome party for her.
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
- Welcome to San Francisco.
Bir karşılama konuşmasını yanıtladı.
- He responded to a speech of welcome.
Kalabalıki ailem bana sıcak bir karşılama yaptı.
- My host family gave me a hearty welcome.
Her ne zaman o çayevine gitsem, patron beni karşılamak için dışarıya gelir.
- Whenever I walk by that teahouse, the boss always comes out to welcome me.
Arkadaşlarını karşılamak için kapıya gitti.
- She went to the door to welcome her friends.
Merhaba! Akvaryumuma hoş geldiniz!
- Hello! Welcome to my aquarium!
San Fransisko'ya hoş geldiniz.
- Welcome to San Francisco.
Bostonlu arkadaşların da istenilenden daha çok bu gece partime gelecekler.
- Your friends from Boston are more than welcome to come to my party tonight, too.
Önerileri memnuniyetle karşılıyoruz.
- We welcome submissions.
Hiç kimse, öneriyi memnuniyetle karşılamadı.
- No one welcomed the proposal.
Benimle Boston'a gelmekte serbestsin.
- You're welcome to come with me to Boston.
We welcome suggestions for improvement.
... uh... we are denying ourselves of the very welcome ...
... platform, please welcome Mike Cleron, from the Android engineering team. ...