to wander; to play the vagabond; to play knavish tricks

listen to the pronunciation of to wander; to play the vagabond; to play knavish tricks
English - Turkish

Definition of to wander; to play the vagabond; to play knavish tricks in English Turkish dictionary

rogue
dolandırıcılık

Dürüstlük koltuk değneği üzerinde bir dilenci; dolandırıcılık taçlı bir prensestir. - Honesty is a beggar on crutches; roguery is a princess with a crown.

rogue
üçkâğıtçı
rogue
namussuz
rogue
{i} azgın fil
rogue
{i} köftehor
rogue
{i} sürüden ayrılmış tehlikeli hayvan fil
rogue
{i} yaramaz
rogue
{i} kerata
rogue
{i} hilekâr, düzenbaz, dolandırıcı
rogue
{i} muzip
rogue
{i} bizon vb
rogue
{i} dolandırıcı

Dürüstlük koltuk değneği üzerinde bir dilenci; dolandırıcılık taçlı bir prensestir. - Honesty is a beggar on crutches; roguery is a princess with a crown.

Dan bu çevredeki tek dolandırıcıdır. - Dan is the only rogue around here.

rogue
(isim) düzenbaz, dolandırıcı, yaramaz, serseri, ipsiz sapsız tip, çapkın, köftehor, muzip, kerata, sürüden ayrılmış tehlikeli hayvan (fil, bizon vb)
rogue
{i} serseri

Kuiper Kuşağı'na ait serseri bir göktaşı Dünya'yla çarpışma rotasında. - A rogue asteroid from the Kuiper Belt is on a collision course with the Earth.

rogue
ipsiz sapsızçapkın
rogue
{i} çapkın
rogue
{i} yaramaz kimse
English - English
rogue
to wander; to play the vagabond; to play knavish tricks
Favorites