O bir yol değil fakat bir patika.
- It's not a road, but a path.
Yol çitlerle sınırlanmıştır.
- The path is bordered with hedges.
Tom bir yılanın patikadan kayışını gördü.
- Tom saw a snake slither across the path.
Onlar dar bir patika boyunca yürüdüler.
- They walked along a narrow path.
Düşmüş bir ağaç patikayı kapadı.
- A fallen tree blocked the path.
O bir yol değil fakat bir patika.
- It's not a road, but a path.