to wait; to stay

listen to the pronunciation of to wait; to stay
English - Turkish

Definition of to wait; to stay in English Turkish dictionary

expect
bekle

Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin. - You can't expect me to always think of everything!

Matematik ev ödevi beklediğimden daha kolay çıktı. - The math homework proved to be easier than I had expected.

expect
{f} (birinden) (bir şeyin yapılmasını) beklemek: He expects me to carry out the garbage. Benden
expect
{f} düşünmek; zannetmek, sanmak
expect
beklenti içinde olmak
expect
sanmak
expect
ummak
expect
(olmasını/gelmesini) beklemek
expect
beklemek

Ara sıra beklemek zorundasın. - You have to expect that once in a while.

Fadıl en kötüsünü beklemek ve planlamak zorundaydı. - Fadil had to expect and plan for the worst.

expect
tahmin etmek,zannetmek. expect= "beklenti" "ummak"
expect
(fiil) beklemek, ummak, ümit etmek, sanmak
expect
intizar etmek
expect
dili zannetmek
English - English
expect
to wait; to stay
Favorites