to vote; to elect; to appoint

listen to the pronunciation of to vote; to elect; to appoint
English - Turkish

Definition of to vote; to elect; to appoint in English Turkish dictionary

voice
{i} ses

O, yumuşak bir sesle konuştu. - She spoke with a soft voice.

Betty'nin tatlı bir sesi var. - Betty has a sweet voice.

voice
ün
voice
konuşma yetkisi
voice
ötümlüleştirmek
voice
dile getirmek
voice
söylemek
voice
düşünce
voice
{f} ifade et
voice
{i} ses tonu

Tom öğretmeniyle o ses tonuyla konuşmamalıydı. - Tom ought not to have spoken to his teacher in that tone of voice.

Ses tonu öfke ve ince alayı gösterebilir. - Tone of voice can indicate anger and irony.

voice
{i} ifade

Sesinde küçümseyen bir ifade vardı. - There was a scornful note in his voice.

voice
{i} söz
voice
active voice etken çatı
voice
{i} fikir
voice
{i} ses, seda: the human voice insan sesi
voice
{i} ses kalitesi
voice
{f} ses çıkarmak
voice
çatı

O edilgen çatı değil. - That is not the passive voice.

O edilgen çatı değil. - That's not the passive voice.

English - English
voice
to vote; to elect; to appoint
Favorites