to visit (a person); to pay a call to

listen to the pronunciation of to visit (a person); to pay a call to
English - Turkish

Definition of to visit (a person); to pay a call to in English Turkish dictionary

call on
telefonla arama
call on
kısa ziyaret
call on
çağırmak
call on
çığlık
call on
(Ticaret) ödenmesini talep etmek
call on
bağırış
call on
adını vermek
call on
farz etmek
call on
deklare
call on
sesleniş
call on
çağrı

Bir kez daha çağrı yapmaya çalışalım. - Let's try to make the call once more.

call on
uğrama

Ona uğramadan önce onun evde olduğundan emin olsan iyi olur. - You had better make sure that he is at home before you call on him.

Ona ya bana uğramasını ya da beni aramasını söyle. - Tell him either to call on me or to ring me up.

call on
ziyaret etmek

Her şeyden önce, Jim'i ziyaret etmek zorundayım. - First of all, I have to call on Jim.

Bir gün seni ziyaret etmek istiyorum. - I would like to call on you one of these days.

call on
uğra

Ona uğramadan önce onun evde olup olmadığından emin olsan iyi olur. - You had better make sure that he is at home, before you call on him.

Bazen sana uğramamın bir sakıncası var mı? Hayır, hiç. - Do you mind if I call on you sometime? No, not at all.

call on
rica etmek
call on
uğramak
call on
(Fiili Deyim ) şöyle bir uğrayıvermek
call on
{f} başvurmak

O, planı gerçekleştirmek için bütün deneyimine başvurmak zorunda kaldı. - He had to call on all his experience to carry out the plan.

English - English
call on

I really should call on my aunt more often.

to visit (a person); to pay a call to
Favorites