Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to view with suspicion; to suspect; to doubt

listen to the pronunciation of to view with suspicion; to suspect; to doubt
English - Turkish

Definition of to view with suspicion; to suspect; to doubt in English Turkish dictionary

suspicion
kuşku

Fadıl'ın ölümü kuşku uyandırıyordu. - Fadil's death raised suspicions.

Polis ondan kuşkulandı. - He fell under the suspicion of the police.

suspicion
{i} şüphe

Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı. - His story aroused my suspicion.

Tom cinayet şüphesi altında idi. - Tom was under suspicion for murder.

suspicion
güvenmeme
suspicion
itimatsızlık
suspicion
zerre
suspicion
{i} ipucu
suspicion
(isim) şüphe, kuşku, işkil, vehim, şüphelenme, belli belirsiz şey, iz, az miktar, damla
suspicion
{i} belli belirsiz şey
suspicion
şüphe uyandırmayan
suspicion
{i} işkil
suspicion
{i} ufak bir belirti
suspicion
az miktar/şüphe
suspicion
above suspicion her türlü şüphenin dışında
suspicion
dili gayet az miktar
suspicion
{i} az miktar
suspicion
{i} iz
English - English
suspicion