to ventilate; to blow on; to affect by air put in motion

listen to the pronunciation of to ventilate; to blow on; to affect by air put in motion
English - Turkish

Definition of to ventilate; to blow on; to affect by air put in motion in English Turkish dictionary

fan
hayran

Kim Kardashian'ın bir hayranı değilim. - I'm not a fan of Kim Kardashian.

Getter Jaani'nin büyük bir hayranıyım. - I'm a big fan of Getter Jaani.

fan
vantilatör

Tom vantilatörü çalıştırdı. - Tom turned on the fan.

Tom vantilatörü kapattı. - Tom turned off the fan.

fan
yelpazelemek
fan
yelletke
fan
(out ile) yayılmak
fan
havalandır
fan
{i} yelpaze

O kadının bir yelpazesi var çünkü hava sıcak. - That lady has a fan because it is hot.

Amcam Çin yelpazeleri biriktirir. - My uncle collects Chinese fans.

fan
{i} fan
fan
{f} tahıl savurmak
fan
vuruş olmadığı için oyunu kaybetmek
fan
i., k.dili. hayran: She's one of your fans. Hayranlarınızdandır. baseball fan beysbol meraklısı
fan
{i} yelpaze biçimindeki herhangi bir şey
fan
(fiil) yelpazelenmek, havalandırmak, hava vermek, körüklemek, tahrik etmek, alevlendirmek, tahıl savurmak, yelpaze şeklinde açılmak, yayılmak, esmek
fan
{i} tahıl savurma makinesi
fan
{f} yelpazelenmek
fan
{f} esmek
fan
{i} körük

Rüzgarla körüklendiği için, alevler her yöne yayıldı. - Fanned by the strong wind, the flames spread in all directions.

Rüzgar alevleri körükledi. - The wind fanned the flames.

fan
fanthe flames kışkırtmak
fan
(Tekstil) 1. yelpaze 2. fan kanatları 3. fan pervanesi
English - English
fan
to ventilate; to blow on; to affect by air put in motion
Favorites