Bir ağacın gölgesinde oturdular.
- They sat in the shade of a tree.
Biz gölgede biraz dinlendik.
- We had a rest in the shade.
Bu bir araba için gerçekten kırmızının garip bir tonu.
- That's a really weird shade of red for a car.
Grinin birçok tonları var.
- There are many shades of gray.
Tom hep güneş gözlüğü takar.
- Tom always wears shades.
The hillside was bright green, shading towards gold in the drier areas.