O bir süre tereddüt etti. - He hesitated for a while.
O bir süre tereddüt etti.
He hesitated for a while.
Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti. - Since it was raining, Nancy hesitated to go out.
Yağmur yağdığı için, Nancy dışarı çıkmaya tereddüt etti.
Since it was raining, Nancy hesitated to go out.