Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
O onu dışarı kışkışladı.
- She shooed him outdoors.
O, sinekleri kışkışladı.
- He shooed the flies away.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.
Tom sinekleri kışkışladı.
- Tom shooed the flies away.
O onu dışarı kışkışladı.
- She shooed him outdoors.