Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Kırmızı bir spor araba aldım.
- I bought a red sports car.
Önemsiz şeylerle vakit harcama.
- Don't waste time on trifles.
Erkek kardeşi ile önemsiz şeyler hakkında sık sık tartışır.
- He often quarrels with his brother about trifles.
Hayatı mutlu etmek için gündelik ıvır zıvırı sevmelisin.
- In order to make life happy, you must love the everyday trifles.
Böyle ıvır zıvır için bu kadar çok para ödemek cinayettir.
- It is criminal to pay so much money for such trifles.
Tom, onunla dalga geçilecek biri değil.
- Tom is not to be trifled with.
Önemsiz şeyler üzerinde birbirleriyle ağız dalaşına girdiler.
- They fell out with each other over trifles.
Önemsiz şeylerle vakit harcama.
- Don't waste time on trifles.
Küçük şeylerle onu rahatsız etmeyin.
- Don't trouble him with trifles.
Küçük şeyler hakkında yaygara koparmayın.
- Don't make a fuss about trifles.