to travel; to pass over; to traverse

listen to the pronunciation of to travel; to pass over; to traverse
English - Turkish

Definition of to travel; to pass over; to traverse in English Turkish dictionary

voyage
{i} sefer

Titanik ilk seferinde battı. O büyük bir gemiydi. - The Titanic sank on her maiden voyage. She was a large ship.

voyage
yolculuk

Sana hoş bir yolculuk diliyorum. - I wish you a pleasant voyage.

Uzun yolculuk bizim için çok zahmetli geçti. - The long voyage was a trial for us.

voyage
{i} deniz yolculuğu
voyage
{i} seyahat

O, Amerika'ya seyahate gitti. - He went on a voyage to America.

voyage
{f} deniz yolculuğu yap
voyage
{f} seyahat etmek
voyage
seyahat et
voyage
deniz seyahati
voyage
uzun gemi yolculuğu yapmak
voyage
gezi
voyage
on the voyage out gemiyle dışarı gidişte
voyage
{f} yolculuk etmek
voyage
on the voyage home memlekete dönüşte
English - English
voyage
to travel; to pass over; to traverse
Favorites