O benim evin kırık penceresini tamir etti.
- He repaired the broken window of my house.
Saatimi John'a tamir ettireceğim.
- I am going to have my watch repaired by John.
Bisikletimi tamir etmek 5,000 yen'e mal oldu.
- It cost me 5,000 yen to repair my bicycle.
Onu tamir etmek yaklaşık 2000 yene mal olacak.
- It will cost about 2000 yen to repair it.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
- After his knee repair, he could walk without pain.
Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.
- My house needs major repairs.
I heard the visitors repair to their chambers. Jane Eyre, by Charlotte Bronte 1850.