Saatimi tamir ettirdim.
- I had my watch repaired.
Saatimi John'a tamir ettireceğim.
- I am going to have my watch repaired by John.
Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
- It cost a lot of money to repair the car.
Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.
- They have to repair their car.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Bu arabanın onarıma ihtiyacı var.
- This car needs repairing.
Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.
- After his knee repair, he could walk without pain.
I heard the visitors repair to their chambers. Jane Eyre, by Charlotte Bronte 1850.