to trace or lay the foundation of; to make or place a beginning of

listen to the pronunciation of to trace or lay the foundation of; to make or place a beginning of
English - Turkish

Definition of to trace or lay the foundation of; to make or place a beginning of in English Turkish dictionary

begin
başlamak

Birlikte başlamak için buraya gelmemeliydin. - You shouldn't have come here to begin with.

Sanırım ev ödevimle ilgili çalışmaya başlamak zorundayım. - I think I have to begin working on my homework.

begin
{f} başlatmak
begin
başla

Okul dokuzda başlar ve altıda biter. - School begins at nine and is over at six.

Mağazaya gidiyorum ve kimi görüyorum? Onunla son kez buluştuğumuzdan beri kendisinde neler gittiğini bana hemen anlatmaya başlayan bir Amerikan arkadaşımı. - I go into the store, and who do I see? An American friend, who immediately begins to tell me what has been going on with him since we last met.

begin
zuhur etmek
begin
{f} girişmek
begin
ön ayak olmak
begin
başlangıç

İyi bir başlangıç iyi bir bitiş yapar. - A good beginning makes a good ending.

O, başlangıçta zor olacak, fakat her şey başlangıçta zordur. - At the beginning it'll be tough, but everything's tough at the beginning.

begin
atılmak
begin
açmak
begin
adım atmak
begin
çığır açmak
begin
bismillah demek
begin
{f} koyulmak
begin
{f} (be.gan, be.gun, --ning)
begin
{f} önayak olmak
begin
(fiil) başlamak, girişmek, koyulmak, başlatmak, meydana gelmek, doğmak, önayak olmak
begin
{f} meydana gelmek, vücut bulmak
begin
ilk adımı atmak meydana gelmek
English - English
begin
to trace or lay the foundation of; to make or place a beginning of
Favorites