to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis

listen to the pronunciation of to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis
English - Turkish

Definition of to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis in English Turkish dictionary

dig
kazmak

Derin kazmak zorunda kalacağız. - We're going to have to dig deep.

Bir metre çapında ve iki metre derinliğinde bir çukur kazmak yaklaşık 2.5 saatimi aldı. - It took me about two and a half hours to dig a hole one meter in diameter and two meters in depth.

dig
{i} kazma

Tom kazmaya devam etti. - Tom continued digging.

Bir aydır bir damla yağmur düşmedi. Bu yüzden bir kuyu kazmak zorunda kaldılar. - Not a drop of rain fell for a month, so they had to dig a well.

dig
{i} taş

Savaş tutuklusu kendini büyük bir onurla taşıdı. - The prisoner of war bore himself with great dignity.

dig
{i} kazı

O, kendi mezarını kazıyor. - He is digging his own grave.

Bir adam çıplak elleri ile kazı yaparken görüldü. - One man was seen digging with his bare hands.

dig
beğenmek
dig
idrak etmek
dig
(Jeoloji) sıyırmak
dig
{f} (dug, --ging)
dig
dürtme
dig
anlamak
dig
kazı yeri
dig
iğneli laf
dig
kazı yapm

Kazı yapmak zor iştir. - Digging is hard work.

dig
{f} deşmek
dig
toprağı bellemek
dig
{f} dürtmek
dig
(isim) kazı, kazma, dürtme; iğneleme; taş; lojman, yurt
dig
{f} kazı yapmak

Kazı yapmak zor iştir. - Digging is hard work.

dig
{f} mahmuzlamak
English - English
dig
to touch the ball or heel of the free foot to the floor with a strong emphasis

    Hyphenation

    to touch the Ball or heel of the free foot to the floor with a strong em·pha·sis

    Turkish pronunciation

    tı tʌç dhi bôl ır hil ıv dhi fri fût tı dhi flôr wîdh ı strông emfısıs

    Pronunciation

    /tə ˈtəʧ ᴛʜē ˈbôl ər ˈhēl əv ᴛʜē ˈfrē ˈfo͝ot tə ᴛʜē ˈflôr wəᴛʜ ə ˈstrôɴɢ ˈemfəsəs/ /tə ˈtʌʧ ðiː ˈbɔːl ɜr ˈhiːl əv ðiː ˈfriː ˈfʊt tə ðiː ˈflɔːr wɪð ə ˈstrɔːŋ ˈɛmfəsəs/
Favorites