Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Torpidoları fırlatmak için hazırlanın.
- Prepare to launch torpedoes.
Onlar bir dizi büyük ekonomik programlar başlattı.
- They launched a series of major economic programs.
Düşman bize bir saldırı başlattı.
- The enemy launched an attack on us.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı.
- The rocket exploded on the launch pad.
Yapay uydu yörüngesine fırlatıldı.
- The artificial satellite was launched into the orbit.
Sputnik 4 Ekim 1957'de fırlatıldı.
- Sputnik was launched on October 4, 1957.