Bana göre buna inanmak zor.
- I find this hard to believe.
Bu çocuk dünyanın düz olduğuna inanmaktadır.
- This child believes that the earth is flat.
Ona ne kadar inanıyorsun?
- How much do you believe him?
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.
Ona inanmakla aptallık ettin.
- It was stupid of you to believe in him.
O, Ben'in sözlerine inanmadı.
- He didn't believe Ben's words.