Bir günlük tutmak da bize günlük yaşantımızı yansıtmak için bize bir şans verir.
- Keeping a diary also gives us a chance to reflect on our daily life.
Pitaya'nın ortak İngilizce adı dragon fruit birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.
- The pitaya's common English name of dragon fruit reflects its vernacular name in many Asian languages.
Aynada yansımamı gördüm.
- I saw my reflection in the mirror.
Tom aynadaki yansımasına baktı.
- Tom looked at his reflection in the mirror.
Çocuklar aile ortamını yansıtırlar.
- Children reflect the family atmosphere.
Karar verirken kendi motivasyonunu yansıt.
- Reflect on your own motives when making a decision.
Düşünmek için zaman ayırın.
- Take the time to reflect.
Onu iyice düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
- I need a little time to reflect upon it.
Not for the first time, he reflected that it was not so much the speeches that strained the nerves as the palaver that went with them.