O genç mi? Evet, genç.
- Is she young? Yes, she is.
O genç ama deneyimli.
- He is young, but experienced.
Kanguruların yavrularını taşımak için garip bir yöntemi var.
- Kangaroos have a strange method of carrying their young.
Bazı hayvanlar yavrularını yerler.
- Some animals eat their young.
O, benden beş yaş küçük.
- He is five years younger than me.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
Kanguruların yavrularını taşımak için garip bir yöntemi var.
- Kangaroos have a strange method of carrying their young.
Bazı hayvanlar yavrularını yerler.
- Some animals eat their young.
Gençken yeni bir dil öğrenmek daha kolay.
- It's easier to learn a new language when you are young.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Gençler değişime kolayca uyum sağlarlar.
- The young adapt to change easily.
Gençler yaşlılara saygı göstermeliler.
- The young should respect the old.
Motorsiklete binmek gençler için tehlikeli olabilir.
- It can be dangerous for young people to ride motorcycles.
Merkezin hedefi, diğer ülkelerden gelen gençleri belli bir zaman aralığında eğitmek olmalıdır.
- The goal of the center should be to train young people from other countries within a specific time period.
Senin hikâyen bana gençlik günlerimi hatırlattı.
- Your story reminded me of my younger days.
Gençlik günlerimde, ben de onu düşündüm.
- I thought that as well, in my younger days.
O, benden beş yaş küçük.
- She is five years younger than me.
Sam Tom'dan iki yaş küçük.
- Sam is two years younger than Tom.
My grandmother is a very active woman and is quite young for her age.
The lion caught a gnu to feed its young.
... forward for these young people… CROWLEY: I understand. ...
... what as soon as i graduated from high school graduated very young when i was ...