İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim.
- I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.
Tom ve Mary gece ve gündüz kadar farklı.
- Tom and Mary are as different as night and day.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
- The days are getting warmer and warmer.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
- In this day and age, life without electricity is unimaginable.
Düğün gününde öğretmenimizin evine vardık.
- On the day of the wedding, we arrived at our teacher's house.
Tom yetmişinci doğum gününden sadece bir gün sonra öldü.
- Tom died just one day after his seventieth birthday.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
It was a year ago to the day that I first met him.
... their day to day lives. ...
... more as your assistant on a day to day life. ...