to tell the truth

listen to the pronunciation of to tell the truth
English - Turkish
açıkçası
doğrusu

Doğrusunu söylemek gerekirse, ben şiddet filmlerinden bıktım. - To tell the truth, I'm tired of violent movies.

Doğrusunu söylemek gerekirse, onlarla gitmek istemiyorum. - To tell the truth, I don't want to go with them.

aslında
doğruyu söylemek gerkirse
doğruyu söylemek
doğruyu söylemek

Doğruyu söylemek gerekirse, günde iki paket sigara içerdim. - To tell the truth, I used to smoke two packs a day.

Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim. - To tell the truth, I am not your father.

doğru söylemek
gerçeği söylemek
English - English
An attestation to the truthfulness and frankness of an associated statement
to be quite honest, honestly
Used to positively assert the frank honesty of an associated statement of set of statements; equivalent to "to tell the truth"
relay a true sentiment, tell a true story
to tell the truth
Favorites