Ben, söylentinin kaynağını bilmiyorum.
- I don't know the origin of the rumor.
Şehirde bir söylenti dolaşıyordu.
- A rumor circulated through the city.
Bu dedikodular muhtemelen doğru.
- These rumors are probably true.
Tom ve Mary hakkında dedikodular duydum.
- I've heard rumors about Tom and Mary.
John is rumored to be next in line for a promotion.