to take part with

listen to the pronunciation of to take part with
English - Turkish

Definition of to take part with in English Turkish dictionary

side
{i} kenar

Bir karenin dört kenarı vardır. - A square has four sides.

Hipotenüsün karesi diğer iki kenarın kareleri toplamına eşittir. - The square of the hypotenuse is equal to the sum of the squares of the other two sides.

to take part
yer almak

Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak. - The important thing is not to win the game, but to take part in it.

Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor. - Our company wants to take part in that research project.

side
bir yanda bulunan
side
yan taraf

O, yan tarafında bir ağrı hissetti. - She felt a pain in her side.

Onun yan tarafında bir ağrısı var. - He has a pain in his side.

side
kısım
side
(with/against ile) tarafını tutmak
side
yön

Hayata her zaman olumlu yönden bak. - Always look on the bright side of life.

Bugün size başka bir yönümü göstereceğim. - Today I'm going to show you another side of me.

side
bölüm
side
{i} 1. yan, taraf: Which side of the box has a label on it? Kutunun hangi tarafı etiketli? The house was on the side of a hill. Ev bir tepenin
side
{f} against -e karşı olmak
side
(isim) yan, taraf, kenar, kıyı, böğür, bölüm, taraftar, takım [brit.], hava, çalım
side
etek taraftarlar
side
{i} böğür
side
{i} takım [brit.]
side
yanda veya yandan olan
side
{i} kıyı
side
(sıfat) yan, yandaki, yanındaki, ikincil, ikinci derecede
side
ikinci
English - English
{v} side
to take part with

    Turkish pronunciation

    tı teyk pärt wîdh

    Pronunciation

    /tə ˈtāk ˈpärt wəᴛʜ/ /tə ˈteɪk ˈpɑːrt wɪð/
Favorites