O, saçlarını bukleleli tutar.
- She keeps her hair in curls.
Saçımı bukle yapmak çok zaman alıyor.
- Curling my hair takes a lot of time.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Olimpiyat Oyunları'nda yer almak istiyorlar.
- They want to take part in the Olympic Games.
Tom diğer çocuklarla oyunlara katılmayacak kadar çok utangaçtır.
- Tom was too shy to take part in games with the other boys.
Korkarım ki bu gece toplantıya katılamayacağım.
- I'm afraid I won't be able to take part in the meeting tonight.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Onun saçı doğal olarak kıvırcık.
- Her hair is naturally curly.
Saçım doğal olarak kıvırcık.
- My hair is naturally curly.
I curl at my local club every weekend.