Çok fazla su değirmenciyi boğdu.
- Too much water drowned the miller.
Bir zamanlar fakir olan ama güzel bir kızı olan bir değirmenci vardı.
- Once upon a time there was a miller who was poor, but he had a beautiful daughter.
Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor.
- Our company wants to take part in that research project.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Eğer mümkün olursa, bir sonraki toplantıya katılmak istiyorum.
- If it's at all possible, I'd like you to take part in the next meeting.
Ben şahsen oyuna katılmak istiyorum.
- For myself, I would like to take part in the game.