Bu filmdeki diyalog çok saçma. Ayrılıyorum.
- The dialogue in this movie is ridiculous. I'm leaving.
Bir diyalog açmamız gerekiyor.
- We need to open up a dialogue.
Önemli olan oyunda kazanmak değil, oyunun içinde yer almak.
- The important thing is not to win the game, but to take part in it.
Şirketimiz o araştırma projesinde yer almak istiyor.
- Our company wants to take part in that research project.
Tom diğer çocuklarla oyunlara katılmayacak kadar çok utangaçtır.
- Tom was too shy to take part in games with the other boys.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
- Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
Partiye katılmak istedim fakat yapamadım.
- I wanted to take part in the party but I couldn't.