to take in with one's senses or intellect

listen to the pronunciation of to take in with one's senses or intellect
English - Turkish

Definition of to take in with one's senses or intellect in English Turkish dictionary

catch
{f} yetişmek

Tom'a yetişmek için koşmak zorunda kaldım. - I had to run to catch up with Tom.

Sally iki haftadır okulda yok, bu yüzden sınıfa yetişmek için çok sıkı çalışmak zorunda. - Sally was absent from school for two weeks, so she has to work hard to catch up with her class.

catch
{i} k.dili. müstakbel eş olarak düşünülen uygun kişi
catch
{i} voli
catch
{i} kanca
catch
{i} bityeniği
catch
{i} tutma av
catch
{f} maruz kalmak
catch
yakala

Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı. - The man tried to catch hold of me by the collar.

Yasalar örümcek ağı gibidir, küçük sinekleri yakalayabilirler fakat yaban arısı ve eşek arılarının geçmesine izin verirler. - Laws are like cobwebs, which may catch small flies, but let wasps and hornets break through.

catch
{i} av, bir partide yakalanan av/balık
catch
{f} cezbetmek
catch
{f} (caught)
catch
(Tekstil) tutucu, mandal
catch
olmak

Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum. - I want to make sure that I don't catch the flu.

Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz. - Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.

catch
yayılmak
catch
ansızın bulmak
catch
topu tutma
catch
yakalanan şeyin miktarı
catch
kavramak
catch
yanmaya başlamak
English - English
catch

You've really caught his determination in this sketch.

to take in
Absorb
to take in with one's senses or intellect

    Hyphenation

    to take in with one's senses or in·tel·lect

    Turkish pronunciation

    tı teyk în wîdh wʌnz sensîz ır întılekt

    Pronunciation

    /tə ˈtāk ən wəᴛʜ ˈwənz ˈsensəz ər ˈəntəˌlekt/ /tə ˈteɪk ɪn wɪð ˈwʌnz ˈsɛnsɪz ɜr ˈɪntəˌlɛkt/
Favorites