to take away; to put an end; to destroy

listen to the pronunciation of to take away; to put an end; to destroy
English - Turkish

Definition of to take away; to put an end; to destroy in English Turkish dictionary

deprive
mahrum et

Kaza onları mutluluklarından mahrum etti. - The accident deprived them of their happiness.

Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti. - A traffic accident deprived him of the use of his left hand.

deprive
mahrum etmek
deprive
(of ile) yoksun bırakmak
deprive
{f} yoksun bırakmak
deprive
{f} görevden almak
deprive
{f} of -den yoksun bırakmak, -den mahrum etmek, -den etmek: This work will deprive us of our health. Bu iş bizi sağlığımızdan edecek
deprive
{f} rütbesini indirmek (kilise)
deprive
mahrumiyet
English - English
deprive
to take away; to put an end; to destroy
Favorites