to swot

listen to the pronunciation of to swot
English - Turkish

Definition of to swot in English Turkish dictionary

work
{f} iş yapmak

Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz. - You must consider what kind of work you want to do.

İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız. - If you want to do good work, you should use the proper tools.

work
{f} çalışmak

Bugün çalışmak zorunda değilsin. - You don't have to work today.

Saatlerce çalışmaktan yoruldum. - I felt tired from having worked for hours.

work
{i} çalışma

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım. - Before going to work in Paris I have to freshen up on my French.

Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim. - Before going to work in Paris I must freshen up on my French.

work
yapıt

Şimdiye kadar Shakespeare'in üç tane yapıtını okudum. - I have read three of Shakspeare's works so far.

Darwin'in yapıtı her şeyi değiştirir. - Darwin's work changes everything.

to them
onlara

Delia'nın onlara allerjisi olduğu için bu yemek tarifinden fındıkları çıkarttım. - I've left out the nuts in this recipe because Delia's allergic to them.

O, uzun süredir onlara yazmadı. - He hasn't written to them in a long time.

swot
{i} çalışkan öğrenci
swot
inek öğrenci
to me
bana göre

O, bana göre üç yıl kıdemli. - She is senior to me by three years.

Sen bana göre her şeysin. - You are everything to me.

to you
sana

Kanatlarım olsa, sana uçarım. - If I had wings, I would fly to you.

Bu kitap sana epey faydalı olabilir. - This book may well be useful to you.

to us
bize

Tom bize yazacağını söyledi. - Tom said he would write to us.

Avukat yeni yasayı bize açıkladı. - The lawyer explained the new law to us.

swot
hafız
to it
ona
to somebody
birini

Birlikte çalıştığım birinin yanında yaşıyorsun - You live next to somebody I work with.

to somebody
birine

Çek birine para ödeme yöntemidir. - A check is a method of paying money to somebody.

Bunu başka birine söyle. - Tell it to somebody else.

to someone
birini

Tom tanımadığı birinin yanında oturdu. - Tom sat down next to someone he didn't know.

to you
size

Siz sadece onu istemek zorundasınız ve o size verilecektir. - You have only to ask for it and it will be given to you.

Bu iş için başvuruda bulunmak size kalmış. - It is up to you to apply for the job.

work
kurmak
work
tahammür etmek
work
kamçılamak
work
sökmek
work
işte

Genellikle işten ne zaman ayrılırsın? - When do you usually get off work?

General Motors 76,000 işçisini işten çıkardı. - General Motors laid off 76,000 workers.

work
mutat
work
yaramak
swot
{f} çok çalış
swot
çok çalışan kimse/öğrenci
swot
inek
to someone
birine

Bunu istemiyorsan onu başka birine vereceğim. - If you don't want this, I'll give it to someone else.

Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz. - In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.

swot
(Pazarlama) Pazarlamada bir tür analiz;S - Strength - Ürün yada servisin güçlü olduğu unsurW - Weaknes - Ürün yada servisin güçsüz olduğu unsurO - Opportunity - Ürün yada servisin sahip olduğu fırsat unsuruT - Threat - Ürün yada servisin karşısındaki tehdit unsuru
to it
o
to me
bendene
to this
Bunun

Bununla ilgili olarak, ben suçlu değilim. - In relation to this, I am to blame.

Bunun için görünenden daha fazlası varsa, umarım bana söylersin. - If there's more to this than meets the eye, I hope you'll tell me.

to you
senine
to you
sizlerin
to your
için
work
{f} çalış

O çalışırken bir kaza yaptı. - While working, she had an accident.

O çalışırken bir kaza yaptı. - He had an accident while working.

swot
{f} çok çalışmak
swot
{f} hafızlamak
swot
çok çalışan talebe
swot
{f} ineklemek
swot
swot inekle
swot
{f} İng., k.dili. çok ders çalışmak, ineklemek
swot
çok çalışmak slang
swot
{f} kafa patlatmak
swot
{i} çok çalışma
swot
{i} inekleme
to her
ona
to him
ona

Meseleyi ona bırakmaktan başka çaremiz yoktu. - We had no choice but to leave the matter to him.

Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok. - I've got nothing to say to him.

to someone
hatır için as a favor
to this
buna

Buna alışabildiğimi düşünüyorum. - I think I could get used to this.

Buna alışkın değilim. - I'm not used to this.

work
{f} mayalanmak
work
{f} koparmak (para)
work
{f} sızdırmak (para)
work
(fiil) çalışmak, çabalamak, iş yapmak, işlemek, işletmek; işe yaramak; başarılı olmak; etkili olmak; meşgul olmak; seğirmek; oynamak; mayalanmak; oynatmak; koparmak (para); sızdırmak (para)
work
{f} meşgul olmak
work
{i} işyeri

Wienczysława, işyerindeki en güzel esmerdir. - Wienczysława is the most beautiful brunette in the workplace.

İşyerindeki kültürü nasıl tanımlardın? - How would you describe the culture of your workplace?

work
{f} çabalamak
work
{f} çalışmak; (birini) çalıştırmak: He works hard. Çok çalışıyor. Don't work them too hard. Onları çok fazla çalıştırma
English - English
one who swots
work
To study with effort or determination
To it
thereto
To that
thereto
swot
Strengths Weaknesses Opportunities Threats
swot
Strengths, weaknesses, opportunities, and threats
swot
study intensively, as before an exam; "I had to bone up on my Latin verbs before the final exam"
swot
Definition: SWOT stands for Strengths Weaknesses Opportunities Threats SWOT analysis is a common framework used by business students Practicing managers use the SWOT framework too SWOT presents a good method for a quick overview of how a company is poised for the future Related Resources: Article on SWOT Analysis This article introduces you to the basic principles of SWOT and also presents you with a checklist for a quick SWOT analysis Discuss SWOT with others on the forum Find out what has worked for others and what hasn't Share your views Discuss: Can SWOT analysis be done to plan your career? SWOT analysis is commonly used for analyzing companies Some students use SWOT analysis on themselves to plan their career What do you think?
swot
vigorous study at an educational institution
swot
disapproval If you call someone a swot, you disapprove of the fact that they study extremely hard and are not interested in other things. strengths, weaknesses, opportunities, threats a system for examining the way a company is run or the way someone works in order to see what the good and bad features are. someone who spends too much time studying and seems to have no other interests - used in order to show disapproval. swotted swotting to study a lot in a short time, especially for an examination = revise swot for
swot
Strength Weakness Opportunity Threat
swot
to study something with effort or determination (swot up on)
swot
{f} (British slang) work hard; study diligently
swot
If you swot, you study very hard, especially when you are preparing for an examination. They swotted for their A levels
swot
an acronym standing for strengths, weaknesses, opportunities, and threats A SWOT analysis is a thorough and objective study of an organization's internal strengths and weaknesses and external opportunities and threats
swot
an insignificant student who is ridiculed as being affected or studying excessively
swot
{i} (British slang) diligent student; hard-worker
to it
to that; "with all the appurtenances fitting thereto"
to this
hereto
to swot
Favorites