Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
- All you have to do is sweep the floor.
Odayı süpürmek kızımın işidir.
- Sweeping the room is my daughter's job.
Tom bir baca temizleyicisidir.
- Tom is a chimney sweep.
Bana süpürge ve faraşı ver lütfen. Yere bazı kırıntılar döktüm.
- Pass me the broom and dustpan, please. I spilled some crumbs on the floor.
Bir süpürge al ve temizlememize yardım et.
- Grab a broom and help us clean.
Yapmak zorunda olduğun bütün şey zemini süpürmektir.
- All you have to do is sweep the floor.
Tozu süpürmemiz gerekir.
- We need to sweep up the dust.
Bir bankacılık skandalı Capitol Hill'i baştan başa süpürüyor.
- A banking scandal is sweeping across Capitol Hill.
Tozu süpürmemiz gerekir.
- We need to sweep up the dust.
We broomed the dirt floor clean with spruce branches, brought our gear inside, and moved in.
... The first sunrises sweep across a foreboding alien planet, ...