to support, assist, forward, follow

listen to the pronunciation of to support, assist, forward, follow
English - Turkish

Definition of to support, assist, forward, follow in English Turkish dictionary

second
saniye

Bir dakikada altmış saniye vardır. - There are sixty seconds in a minute.

Bir dakikada altmış saniye vardır. - One minute has sixty seconds.

second
{i} ikinci

Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu. - His second son married and settled down.

Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir. - Osaka is the second largest city of Japan.

second
{i} destek

Tom hareketi destekledi. - Tom seconded the motion.

second
ikinci/saniye
second
düelloda şahit
second
yardımcı
second
diğer

En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden. - My youngest brother has two children from his first marriage, and another child from his second.

Eldivenin tekini kaybettim. Şimdi diğer tekiyle ne yapmam gerekiyor? - I lost a glove. Now what should I do with the second one?

second
göz kırpımı
second
{i} düello şahidi
second
geçici olarak göreve getirmek
second
göreve getir/destekle
second
{s} ikinci dereceli
second
{i} nota aralığı
second
{f} göreve getirmek [brit. ask.]
second
{s} öbür
second
ikinci kalite mallar
English - English
{v} second
to support, assist, forward, follow
Favorites