to support, assist, forward, follow

listen to the pronunciation of to support, assist, forward, follow
English - Turkish

Definition of to support, assist, forward, follow in English Turkish dictionary

second
saniye

Işık saniyede 186.000 millik bir hızla hareket eder. - Light travels at a velocity of 186,000 miles per second.

Bir saniyeliğine öleceğimi sandım. - For one second I thought I would die.

second
{i} ikinci

Osaka, Japonya'nın ikinci en büyük şehridir. - Osaka is the second largest city of Japan.

Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu. - His second son married and settled down.

second
{i} destek

Tom hareketi destekledi. - Tom seconded the motion.

second
ikinci/saniye
second
düelloda şahit
second
yardımcı
second
diğer

En küçük erkek kardeşimin ilk evliliğinden iki çocuğu var, ve diğer çocuk ikinci evliliğinden. - My youngest brother has two children from his first marriage, and another child from his second.

Eldivenin tekini kaybettim. Şimdi diğer tekiyle ne yapmam gerekiyor? - I lost a glove. Now what should I do with the second one?

second
göz kırpımı
second
{i} düello şahidi
second
geçici olarak göreve getirmek
second
göreve getir/destekle
second
{s} ikinci dereceli
second
{i} nota aralığı
second
{f} göreve getirmek [brit. ask.]
second
{s} öbür
second
ikinci kalite mallar
English - English
{v} second