to supply with knowledge; to instruct; to store; said of the mind

listen to the pronunciation of to supply with knowledge; to instruct; to store; said of the mind
English - Turkish

Definition of to supply with knowledge; to instruct; to store; said of the mind in English Turkish dictionary

enrich
{f} zenginleştirmek

Biz kazanç için çalışmıyoruz diye yanıtladı tilki. Biz sadece başkalarını zenginleştirmek için çalışıyoruz. - We do not work for gain, answered the Fox. We work only to enrich others.

Biz insanların hayatlarını zenginleştirmek istiyoruz. - We want to enrich people's lives.

enrich
{f} güçlendirmek
enrich
yakıt
enrich
değerini artırmak
enrich
zenginleştir

Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler. - The Anglo-Saxons enriched the language by borrowing words from other languages.

Karşılıklı farklılıklarımızla kendimizi zenginleştirelim. - Let us enrich ourselves with our mutual differences.

enrich
{f} zengin etmek
enrich
{f} süslemek
enrich
{f} yüceltmek
enrich
gübrelemek
enrich
{f} koyulaştırmak
enrich
toprağı daha bereketli hale getirmek
enrich
süslemek tezyin etmek
enrich
zenginleşme
enrich
besin değerini artırmak
enrich
{f} değer katmak
enrich
enrichmentzenginleştirme
English - English
enrich
to supply with knowledge; to instruct; to store; said of the mind
Favorites