to supply or contribute

listen to the pronunciation of to supply or contribute
English - Turkish

Definition of to supply or contribute in English Turkish dictionary

bring
{f} getirmek

Oğlumu ofisinize getirmek zorunda mıyım? - Do I have to bring my son to your office?

Tom eve bir hediyelik eşya getirmek istedi. - Tom wanted to bring home a souvenir.

bring
{f} (brought) getirmek
bring
{f} razı etmek
bring
kendine getirmek
bring
beraberinde getirmek
bring
ayıltmak
bring
{f} vermek (ceza)
bring
{f} kazandırmak
bring
icbar etmek
bring
getir

S.Jobs Disney'e büyüyü geri getirebilir mi? - Can S. Jobs bring back the magic to Disney?

Çoğu sporlarda en sıkı çalışma yapan takım genellikle eve ekmek parasını getirir. - In most sports the team that practice hardest usually brings home the bacon.

bring
{f} ikna etmek
bring
bring round kandırmak
bring
sevketmek
bring
doğurmak
bring
kandırmak
bring
neden olmak
English - English
bring

The new company director brought a fresh perspective on sales and marketing.

to supply or contribute

    Hyphenation

    to sup·ply or con·tri·bute

    Turkish pronunciation

    tı sıplay ır kıntrîbyut

    Pronunciation

    /tə səˈplī ər kənˈtrəbyo͞ot/ /tə səˈplaɪ ɜr kənˈtrɪbjuːt/
Favorites