to suit one well or ill, as an act; to become; to befit; used impersonally

listen to the pronunciation of to suit one well or ill, as an act; to become; to befit; used impersonally
English - Turkish

Definition of to suit one well or ill, as an act; to become; to befit; used impersonally in English Turkish dictionary

sit
{f} (bir yerde) kalmak, durmak; bulunmak: The statue's been sitting in that corner for years. Heykel yıllardır o
sit
{f} oturuma katılmak
sit
{f} poz vermek
sit
toplantı yapmak
sit
otur

Senin yanına oturabilir miyim? - Can I sit beside you?

Nerede oturmak istiyorsun? - Where do you want to sit?

sit
{f} kuluçkaya yatmak
sit
{f} yola getirmek
sit
ressam veya heykeltıraşa modellik etmek
sit
resim çektirmek için poz vermek
sit
{f} (sat, --ting)
sit
binip oturmak
sit
{f} burnunu sürtmek
sit
{f} konmak
sit
(for ile) (sınava) girmek
sit
görev almak
sit
{f} binmek
sit
oturmak

Tüm yapmanız gereken, burada oturmak ve doktorun sorularını cevaplamak. - All you have to do is sit down here and answer the doctor's questions.

Nerede oturmak istiyorsun? - Where do you want to sit?

sit
(fiil) oturmak, poz vermek, modellik yapmak, sınava girmek, konmak, tünemek, kuluçkaya yatmak, toplanmak, oturuma katılmak, tam oturmak, yola getirmek, burnunu sürtmek, binmek, oturtmak
English - English
sit
to suit one well or ill, as an act; to become; to befit; used impersonally

    Hyphenation

    to suit one well or ill, as an act; to become; to befit; used im·per·son·al·ly

    Pronunciation

Favorites