to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify

listen to the pronunciation of to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify
English - Turkish

Definition of to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify in English Turkish dictionary

thrill
heyecan

Biz tema parkında heyecan verici bir zaman geçirdik. - We had a thrilling time at the theme park.

O, yeni işinde heyecanlanıyor. - He's thrilled with his new job.

thrill
{f} heyecanlanmak
thrill
{i} büyük heyecan

Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor. - They do it just for the thrill of it.

thrill
{f} etkilemek
thrill
çok heyecanlandırmak
thrill
büyük heyecan duymak
thrill
(Tıp) trombositopeni
thrill
heyecan verici şey
thrill
korku

Onun hikayesi beni korkudan titretti. - His story thrilled me with horror.

Ben kırsal korku gerilimini sevmiyorum. - I don't like rural horror thrillers.

thrill
{f} heyecanlan

Tom heyecanlanmış görünmüyor. - Tom doesn't look thrilled.

Tom seni görmekten heyecanlanacak. - Tom will be thrilled to see you.

thrill
heyecanlandırmak
thrill
{f} titremek
thrill
{i} titreme
English - English
thrill
to suddenly excite someone, or to give someone great pleasure; to electrify

    Hyphenation

    to sud·den·ly ex·cite someone, or to give some·one great pleasure; to e·lec·tri·fy

    Pronunciation

Favorites