to succeed in order of time, rank, or office

listen to the pronunciation of to succeed in order of time, rank, or office
English - Turkish

Definition of to succeed in order of time, rank, or office in English Turkish dictionary

follow
izlemek

Siz beyefendiler beni izlemek ister misiniz? - Would you gentlemen like to follow me?

Onları izlemek zorunda değilim - I don't have to follow them.

follow
{f} takip etmek

Sıkı bir diyet takip etmek önemlidir. - It's important to follow a strict diet.

Tom'un Mary'yi takip etmekten başka hiçbir seçeneği yoktu. - Tom had no choice but to follow Mary.

follow
takip

Anne Alice'in onu takip etmesini belirtti. - The mother signed to Alice to follow her.

Bir lider mi yoksa bir takipçi misiniz? - Are you a leader or a follower?

follow
itaat etmek
follow
kollamak
follow
anlamak
follow
hemen ardından yer almak
follow
dikkatle dinlemek
follow
-in ardından gelmek
follow
uymak

Onlara uymak zorunda değiliz. - We don't have to follow them.

Her zaman kurallara uymak zorundayız. - We always have to follow the rules.

follow
{f} sonra gelmek
follow
peşini bırakmamak
follow
arkasından yetişmeye çalışmak
follow
çıkmak

Buradan canlı çıkmak istiyorsan, beni izle. - If you want to get out of here alive, follow me.

follow
(Askeri) UP ECHELON (AIR TRANSPORT): İNDİRME TAKVİYE KADEMESİ (HAVA ULAŞTIRMA): İndirme hedef bölgesine, hücum kademesinden sonra intikal eden unsurlar
follow
follow after peşinden gitmek
follow
bilardoda bir vuruş
follow
mesleğinde çalışmak
follow
{f} sürdürmek
follow
anlaşılmak
English - English
follow
to succeed in order of time, rank, or office
Favorites