English - Turkish
Definition of to subject to a stalemate; hence, to bring to a stand in English Turkish dictionary
- stalemate
- satrançta şah demeden hareket edemez hale getirmek
- stalemate
- (Satranç) pat
- stalemate
- yenişememe
- stalemate
- (Askeri) beraberlik
- stalemate
- (satranç) pat
- stalemate
- satranç oyununda şahın kiş denmemiş fakat nereye oynarsa kiş denecek vaziyette olması
- stalemate
- {i} kazanan veya kaybedenin olmadığı durum, yenişememe
- stalemate
- {f} köşeye sıkıştırmak
- stalemate
- {f} pata etmek
- stalemate
- {i} çıkmaz
- stalemate
- {i} pata (satranç)
- stalemate
- {f} çıkmaza sokmak
- stalemate
- pata
- stalemate
- kımıldanamaz hale koymak
- stalemate
- iki taraftan her biri kımıldanamaz halde olma
- stalemate
- faaliyetsizlik
Related Terms
English - English
Definition of to subject to a stalemate; hence, to bring to a stand in English English dictionary
- stalemate
to subject to a stalemate; hence, to bring to a stand
Hyphenation
to sub·ject to a stalemate; hence, to bring to a standPronunciation
Resimler
Favorites