Bu el yapımı eşyalar kalite olarak farklıdır.
- These hand-made articles differ in quality.
Bu eşyalar satılık değildir.
- These articles are not for sale.
Bu mallar gümrük vergisinden muaftır.
- These articles are all exempt from duty.
Makale Fransızca yazılmış.
- The article was written in French.
Grevler hakkında makaleler yazıyorum.
- I am writing articles about strikes.
Bugünkü gazetede baş makaleyi okudun mu?
- Have you read the leading article in today's paper?
O, onun makaleyi yazmak için kullandığı bilgisayardır.
- That's the computer he used to write the article.
İsimler, zamirler, fiiller, sıfatlar, zarflar, makaleler, edatlar, bağlaçlar, ve ünlemler İngilizcede konuşma parçalarıdır.
- Nouns, pronouns, verbs, adjectives, adverbs, articles, prepositions, conjunctions, and interjections are the parts of speech in English.
O dilde bilimsel bir yazı okudum ve neredeyse her şeyi anladım ama başlangıç seviyesindekiler için yazılmış bir hikayeyi okumaya çalıştığımda hiçbir şey anlamadım.
- I read an academic article in that language and understood almost everything, but when I tried reading a story for beginners I understood nothing.
Çantasında çeşitli şeyler var.
- There are a variety of articles in her purse.
Sözleşme maddesini yine oku.
- Read the article again.
Japonya umarım anayasasının 9. maddesine uyar.
- I hope that Japan will abide by Article 9 of her Constitution.