English - Turkish
Definition of to study (see also bone up) in English Turkish dictionary
- bone
- {s} kemik
Köpeğe bir kemik verdim, havlaması durdu.
-I gave the dog a bone, stopping its barking.
Köpekler genellikle kemikleri gömerler.
-Dogs often bury bones.
- bone
- kılçık
Bu çok kılçıklı bir balık.
-This fish has a lot of bones.
Çok kılçıklı balıkları sevmiyorum.
-I don't like fish with lots of bones.
- bone
- {f} kılçığını ayırmak
- bone
- (Tıp) Kemik, os
- bone
- hafızlamak
- bone
- ayıklamak
- bone
- kemiklerini ayırmak
- bone
- {s} kemikten yapılmış
- bone
- kemiklerini ayıklamak
- bone
- sünük
- bone
- {i} tartışma konusu
- bone
- {i} balina (çubuk)
- bone
- dilibone ash kemik kulu
- bone
- bone bonelesske
- bone
- vücut
- bone
- {f} k.dili. çok çalışmak, hafızlamak, kuşlamak
- bone
- (isim) kemik, kılçık; anlaşmazlık konusu, tartışma konusu
Related Terms
English - English
Definition of to study (see also bone up) in English English dictionary
- bone
I know it. You do not study. What's the use of boning all the time! I wasn't cut out for it..
to study (see also bone up)
Hyphenation
to stu·dy (see al·so bone up)Resimler
History
Favorites