to strive for; to campaign or contend for success

listen to the pronunciation of to strive for; to campaign or contend for success
English - Turkish

Definition of to strive for; to campaign or contend for success in English Turkish dictionary

fight
{f} kavga etmek

Tom kavga etmekten hoşlanmaz. - Tom doesn't like fighting.

Seninle kavga etmek istemiyorum. - I don't want to fight you.

fight
{f} savaşmak

Amerikalıların sadece savaşmak için herhangi bir arzusu yoktu. - Americans simply had no desire to fight.

Bazıları savaşmak için isteksiz. - Some were unwilling to fight.

fight
{i} dövüş

Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı. - They knew they must fight together to defeat the common enemy.

Onlar dövüşmeyi reddetti. - They refused to fight.

fight
{i} kavga

Tom kavgaya karışmak istemiyordu, fakat başka seçeneği yoktu. - Tom didn't want to get involved in the fight, but he had no choice.

Tom'u kışkırtan kavgaları durdurmalısın. - You need to stop provoking fights with Tom.

fight
{i} uğraşma
fight
döğüşmek

Döğüşmekten başka seçeneğimiz yoktu. - We had no alternative but to fight.

İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı. - Rebel forces prepared to fight.

fight
uğraş
fight
boğuşmak
fight
savaş

Amerikalıların sadece savaşmak için herhangi bir arzusu yoktu. - Americans simply had no desire to fight.

Malzemeler olmadan, onun ordusu çok uzun savaşamadı. - Without supplies, his army could not fight very long.

fight
tartışmak
fight
savaşım

Ben kendi savaşımı veriyorum. - I fight my own battles.

fight
{f} (fought)
fight
{f} savaş vermek
fight
muharebe
fight
defetmek
fight
{f} uğraşmak
fight
fight it out mücadele yoluyla hesabını görmek
English - English
fight
to strive for; to campaign or contend for success
Favorites