to strike; to lash

listen to the pronunciation of to strike; to lash
English - Turkish

Definition of to strike; to lash in English Turkish dictionary

stripe
{i} çizgili kumaş
stripe
bere/sırma/ç
stripe
kumaş yolu
stripe
tahril
stripe
çizgili

Ben mavi çizgili eteği denemek istiyorum. - I would like to try the blue striped skirt.

Mary dikey çizgili giysiler giymekten hoşlanır çünkü onların daha ince gösterdiğini duymuş. - Mary likes to wear clothes with vertical stripes, because she heard they make you look thinner.

stripe
(Askeri) sırma
stripe
biçim
stripe
çubuk
stripe
{i} cins
stripe
(Tekstil) çubuk, yol
stripe
çizgi,ince şerit
stripe
of the same stripe aynı cinsten
stripe
başka renkten tahları ensiz ve uzun parça
stripe
(Askeri) ŞERİT: Yazım V şeklinde haki veya başka renkte bir kumaştan yapılmış şerit. Bu şerit, askeri hizmet, muharebede alınan yara ve denizaşırı hizmet alameti olarak, ceketin koluna takılır. Bu kelime, genellikle, (chevron) anlamına kullanılır
stripe
{i} çeşit
stripe
tutuklu kıyafeti
stripe
{i} tür
stripe
stripedçizgili
stripe
{i} rütbe
English - English
stripe
to strike; to lash
Favorites