to stretch; to extend; hence, to lay out, as a dead body

English - Turkish

Definition of to stretch; to extend; hence, to lay out, as a dead body in English Turkish dictionary
streak: (isim) ışın, şimşek, düzensiz çizgi, damar (ağaç vb.), iz, meç (saç), belirti, kısa süre
streak: huy
streak: {i} belirti
streak: çizgili
streak: meç
streak: rüzgar gibi geçmek
streak: hızla gitmek
streak: {f} yol yol boya
streak: yol yol yapmak
streak: çizgileşmek
streak: {f} hızlı gitmek
streak: {f} acele etmek
streak: {i} damar (ağaç vb.)
streak: {i} ışın
streak: çevresinden farklı renkte olan ince çizgi: Her hair has streaks of gray in it. Saçında gri çizgiler var. It made a streak of light in
streak: çok
streak: (fiil) çizgi çizgi boyamak, acele etmek, hızlı gitmek, çırılçıplak geçmek
streak: hızla geçmek
streak: {i} şimşek

English - English

Definition of to stretch; to extend; hence, to lay out, as a dead body in English English dictionary: streak

to stretch; to extend; hence, to lay out, as a dead body

Hyphenation

to stretch; to extend; hence, to lay out, as a dead bo·dy

History

Favorites