Bir dere göle akmaktadır.
- A stream flows into the lake.
Derede biraz kömür var.
- There is some coal in the stream.
Tom sonunda akarsu üzerinden atlamayı denemeye karar verdi.
- Tom finally decided to try jumping over the stream.
Bir akarsu geçerken atları asla takas etme.
- Never swap horses while crossing a stream.
Akıntıya karşı çabalamak cesaret gerektirir.
- To strive against the stream requires courage.
Bu hızlı akıntıda yüzmek tehlikeli olmalı.
- It must be dangerous to swim in this rapid stream.
Trafik akışında bir kesinti yoktu.
- There was no gap in the stream of traffic.
Kan akışı genellikle sabit ve süreklidir.
- The blood stream is usually constant and continuous.
Bir dere göle akmaktadır.
- A stream flows into the lake.
All of the bright kids went into the A stream, but I was in the B stream.
... that stream of bits, like the internet is made of mirrors and speaking tubes. [laughter] ...
... time stream. So the river of time forks into two rivers and there are no paradoxes ...