Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of to stop (an action); cease, desist in English Turkish dictionary
- stint
- {f} kısıtlamak
- stint
- görev/sınır
- stint
- müddet
- stint
- hasislik etmek
- stint
- had
- stint
- cimrilik etmek
- stint
- esirgemek
- stint
- stintedlysınırlı olarak
- stint
- {f} masraftan kaçınmak
- stint
- {i} ölçü
- stint
- stintinglysınırlayarak
- stint
- {f} kısmak
- stint
- {i} sınır
- stint
- (fiil) kısmak, kısıtlamak, az vermek, esirgemek, mahrum etmek
- stint
- bağlamak
- stint
- {i} (belirli bir işe ait) süre, müddet: He did a stint as a postman. Bir süre postacılık yaptı
- stint
- {i} görev
- stint
- dar tutmak
Related Terms
English - English
Definition of to stop (an action); cease, desist in English English dictionary
- stint
to stop (an action); cease, desist
Hyphenation
to stop (an action); cease, de·sistPronunciation
Resimler
History
Favorites