Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Almanlar tutumlu bir millettir.
- Germans are a frugal people.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- This is what they have in common with other peoples.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
ÇHS'ye göre, 18 yaşından küçük tüm insanlar çocuk olarak kabul edilir.
- According to the CRC, all people under 18 are considered to be children.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Dünyada birçok insan açtır.
- Many people in the world are hungry.
Caddede bir kalabalık var.
- There is a crowd of people on the street.
Yarış, bir milyona yakın bir kalabalık tarafından izlendi.
- The race was watched by a crowd of nearly a quarter of a million people.
Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.
- Tom was looking for some people to help him move his piano.
Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.
- People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.
Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
Hiç kimse tam olarak kaç kişinin kendilerini hippi kabul ettiklerini bilmez.
- No one knows exactly how many people considered themselves hippies.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Konserde çok fazla kişi vardı.
- There were too many people at the concert.
He would not be alone, who all things can; / But peopled Heav'n with Angels, Earth with Man.